O gül yüzünü hiç görmedim. Gördüm ama bir perdenin ardından; yanındakilerin kim olduğunu da anlayamadım, Nurdan olduklarına göre meleklerdi; herhalde… Sabah seni gönlüme misafir edecekken akıp gittin düşümden. Ama şuna kara verdim; senin için, senin istediğin için, her çiçeğe usanmadan konup bal toplayan arılar gibi çalışacağım. Senin gönlüne giden yolun bu olduğunu anladım.
Yerin göğün nuru, Allah’ın kulu; insanlar uçuşurken, rüzgârın önündeki yaprak misali hayat yolunda, sen hayatta en sıkı dala Allah’a tutundun. O rüzgârın seni alıp götürmesine izin vermedin; sana inananları da korudun…
Bir yağmurla gelsen efendim. Çorak dünyaya yağsan yeniden; Yağmur Rahmet Sen Rahmetsin. Yeryüzünde Muhammed gökyüzünde Ahmet’sin. Sen gelmeyeceksen eğer , zaman sel olsa. Beni alıp sana aksa; bende senin döneminde yaşasam. Dinimizi yaymaya yardım etseydim. Sıcak günde alnındaki ter olsaydım. Yeter ki sana dokunabilsem, seni görebilseydim, o güzel sesinden öğüt dinleyebilseydim.
Hani yalnız kalıyor ya insan, hani bilmeden bir şeye özlem duyuyor ya; işte öyleyim Efendim. Sesimi bir ben bir akıp giden zaman birde Allah(c.c.) duyuyor. Ama sonra anlıyorum ki özlem duyduğum şey sensin Efendim.
Alnın ıssız gecede parladı, gökteki kandil gibi; Göz görmedi senden daha güzelini, Dolunay sana benzer sende ondan aksın. Enes Bin Malik (r.a.) der ki; “Onun cildine dokunur, sonra elimi günlerce koklar, koklardım” İşte o zümrüt tenine dokunmayı o kadar çok istiyorum ki !!!
Beni en çok üzen mektubumun sana ulaşamayacak olması; Ama inşallah melekler mektubumun sözlerini sana fısıldarlar. Senin için öten bülbüller mektubumu sana söylerler...
Gece Kayan Yıldızlara Binip Yanına Gelmeyi Diliyorum Efendim…{B.SEVDALILARI}
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder