..................................................BEZGE SEVDALILARI'NA HOŞ GELDİNİZ İYİ VAKİT GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE.......................................................

21 Şubat 2011 Pazartesi

AYDINLIK İSTİYORUM DİYORSAN EĞER...(Mutlaka Okunmalı)

Adamın birisi, bir gün bir kuyuya düşer. Kapkaranlık kuyuda ne yapacağını şaşıran adam, yardım istemek için var gücüyle bağırmaya başlar. Oralardan geçen ve sesi duyan bir başkası kuyuya yaklaşır ve adama yardım edebileceğini söyler. Bir ip bulur, aşağıya sarkıtır ve adamdan ipe sımsıkı sarılmasını ister. Kuyudaki karanlıktan rahatsız olan adam, yardım için gelen kişiye kızarak bağırır: “Ben ip istemiyorum. Aydınlık istiyorum!”

Yukarıdaki adam ipe sımsıkı sarılırsa aydınlığa çıkacağını söylemesine rağmen, daha önce kuyuya düşmediği için iple çıkılabileceğini bilmeyen kuyudaki adam, zihnine iple çıkabileceği fikrini bir türlü kabul ettiremez. Israrla aydınlık istediğini söyler durur… Yukarıdaki adam da ısrarla ipe sarılması gerektiğini… Kuyudaki adam en sonunda vazgeçer ve kuyunun içinden kendi çabasıyla tünel kazmaya ve bir şekilde kendi gücüyle aydınlığa ulaşmaya karar verir. Sizce başarabilmiş midir? Sanmam… 

Adam hala aydınlığı yanlış yerde aramaya devam ediyor… Nereden mi biliyorum? Hepimizin hayatından… Yaşadığımız sıkıntıları, boğulan ruhumuzu, sahte ışıklarla aydınlatmaya çalışmamızdan... 
Hepimiz mutlu olmak istiyoruz ama mutluluğu kendi bildiğimiz yollardan bulmaya çalışıyoruz. Her seferinde gittiğimiz yoldan bulunamayacağını bize fısıldayanlara, “Hayır, hayır, ben onu değil, mutluluğu istiyorum!” diye diretiyoruz.

Mesela sabah güneş doğmadan önce uyanmanın, insan için çok iyi olduğunu bilmemize rağmen biz hala her fırsat bulduğumuzda geç vakitlere kadar uyuyorsak, aynı kuyudaki adam gibi davranmış olmuyor muyuz? Üstümüze güneş doğduktan sonra uyandığımızda şişmiş bir beyinle ve elektrik yüklü olarak güne başlamıyor muyuz?

Her şey gözümüze bir bir batıyor sonrasında. Her şeyin üstümüze üstümüze geldiğini hissediyoruz. Ama seçimlerimizi değiştiriyor muyuz? Dönüp doğru yola bakıyor muyuz? Yoksa uyanmak için üst üste çaylar kahveler mi deviriyoruz? Aynen ipe sarılmayıp tüneller kazmaya çalışan adam gibi… Ne dersiniz, bunlar size de tanıdık geliyor mu?

Sert olanın değil, yumuşak olanın daha etkili olduğunu bilmemize rağmen, aydınlık yaşamak adına yumuşak davranmayı tercih ediyor muyuz? Yoksa bunu bilmemize , kızgınlıkla davrandığımızda kalbimizin sıkışmasına rağmen, sonradan bin pişman olacağımız sözler sarf etmiyor muyuz? Yumuşak davranmakla mutlu olmak arasında ilişki kuruyor muyuz? Yoksa bize alakasız gibi mi geliyor? Oysa kutsal olan din de, hikmetli felsefeler de bunu önermiyor mu bize her daim?

Sahip olduğun varlığı paylaşmanın, varlığı arttırdığını hepimiz biliyoruz. Bir ağacı budarsanız seneye daha fazla gürleşmesi gibi, budamazsan meyvesinin azalması gibi... İnsanların dünyasında da sahip olunanın ihtiyacı olanla paylaşıldığında arttığını söyleyen evrensel bilgiye sımsıkı sarılıyor muyuz? 

Yoksa aklımız bize “Biriktirirsen çoğalır. Hiç verince çoğalır mı?” diyerek tersini mi söylüyor? Biz mutluluğu ve aydınlığı nerede görüyoruz? Biriktirmekte mi, paylaşmakta mı?

Çoğu zaman gerçek, bizim tahmin ettiğimiz şeyin dışındadır. Zanlarımızla hareket ederek bağlantı kuramadığımız her noktada fıtratın doğrularına teslim olmak durumundayız. Bize yardım etmek isteyen bir sahibimiz olduğunu unutmadan… Aklımız, kalbimiz ve evrensel doğrular karşılaştığında doğru tercihin “O’nun bize söylediğini kabul etmek” olduğunu unutmadan…

Bize her zaman uzatılan bir ip var. Dünya kuyusunda karanlıkta yalnız bırakılmış değiliz. Sadece ipe tutunmak gibi küçük bir kısmı bizim irademize bırakılmış. Ama biz çoğu zaman onu da yapmayıp tüneller kazmaya başka başka mutluluk reçeteleri icat etmeye çalışıyoruz.Olmuyor tabii ki…

Hala kuyudaysak, bize uzatılmış ipleri göremediğimizden veya iplere ihtiyacımız yokmuş gibi davranıp, kendimize yalan söylediğimizdendir! Etrafınıza şöyle bir bakın… Sizi kuyudan çıkarmak için uzatılmış ne çok ip göreceksiniz…

Aydınlık istiyorsanız eğer, samimiyetle ipe sarılma zamanıdır.Yok böyle iyiyim. Kendi tünelimi kendim kazarım, aydınlığımı da kendim bulurum diyorsanız ne diyelim seçim sizin…{B.SEVDALILARI} 

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Tüm Hakkı (BEZGE SEVDALILARI)'na aittir. İzinsiz Kopyalanması Kesinlikle Yasaktır.(2008-2011)